SAP Nedir, NTT Data Kimdir? – Kurumsal Dertlere Kurumsal Çare(!)
Selam forumdaşlar,
Bugün size ofis kahvelerini soğutan, bilgisayar başında insanı Excel hücresine dönüştüren, ama bir o kadar da gizemli bir konudan bahsedeceğim: SAP.
Evet, o meşhur üç harfli kısaltma. Üç harfli olmasına rağmen, etkisi üç kıtayı aşan, kurumsal dünyanın “Excel 3000 Pro”su.
Ve tabii bu SAP’yi yöneten, büyüten, dijitalleştiren süper kahramanlardan biri: NTT Data.
Ama korkmayın, bu konuyu sıkıcı bir şekilde anlatmayacağım. Çünkü SAP’yi mizahsız anlatmak, printer hatası verip gülmeden “yeniden başlat” demek gibidir. Olmaz.
---
SAP Nedir? – Kurumsal Hayatın Harry Potter’ı
SAP, açılımı “Systems, Applications, and Products in Data Processing” olan, Almanya menşeli bir yazılım devi. Ama ofislerde genelde şu şekilde tanımlanır:
> “SAP mi? O mu? O olmasa işler yürümüyor, ama o varken de kimse anlamıyor!”
SAP, şirketlerin muhasebesinden insan kaynaklarına, lojistiğinden satın almaya kadar her şeyi tek bir sistemde toplar. Yani bir nevi dijital sihirbaz.
Ama bu sihirbaz, “Alohomora” deyince kapı açmaz, “Transaction Code gir” der.
Her büyünün bir kodu vardır, her kodun sonunda bir hata mesajı.
Ve o mesajı çözmek için genelde 3 kişi gerekir: biri IT’den, biri finans’tan, biri de “bu sistemi kuran arkadaş kimdi?” diye hatırlamaya çalışan müdür.
---
NTT Data Kimdir? – SAP’nin Japon Samurayı
Şimdi gelelim bu işin arkasındaki kahramanlara: NTT Data.
Japonya merkezli bir teknoloji devi. Kısaca “dijital dönüşümün Zen ustası” diyebiliriz.
SAP’yi sadece kurmazlar, adeta ruhani bir deneyim haline getirirler.
Müşteriye “Sizi dijitalleştirelim” derken aslında şunu ima ederler:
> “Artık faturaları kağıtla değil, sabırla yöneteceksiniz.”
Onların SAP’yi kurduğu her şirkette, ilk ay şu cümleler duyulur:
- “Abi bu ekranda ‘save’ nerdeydi?”
- “Ben az önce kaydettim, nereye kayboldu bu fiş?”
- “Sistemi kapatmadan rapor alamıyor muyuz?”
Ama birkaç ay geçer, çalışanlar sistemi kavrar, ve o zaman sihir başlar.
SAP birden herkesin “en iyi arkadaşı” olur — tabii cuma akşamına kadar.
---
Erkekler SAP’ye Nasıl Yaklaşıyor? – Kodla, Kaydet, Çöz
Erkek kullanıcılar genelde SAP’ye stratejik yaklaşıyor.
Onlara göre sistem bir “challenge”.
Bir modül açıldığında yüzlerinde gamer ciddiyeti beliriyor:
> “Bu ekranı ben çözerim kardeşim. ABAP koduna bir bak, oradan döndürürüz.”
SAP’de rapor oluşturmak, onlar için Call of Duty’de görev yapmak gibi.
Tuşa bastığında hata verirse, “log’lara bakalım” diyor, adeta yazılım Sherlock’u kesiliyor.
Bir de kahramanlık hikâyeleri olur:
> “Geçen gün sistem çöktü, ben üç parametreyle ayağa kaldırdım.”
Ama herkes bilir, o parametreyi aslında tesadüfen girmiştir.
---
Kadınlar SAP’ye Nasıl Yaklaşıyor? – Empatiyle Entegrasyon
Kadın kullanıcılar ise SAP’yi bir ilişki gibi görüyor.
Sistemi çözmeye çalışırken ona kızmaz, onunla konuşur:
> “Tamam SAP’ciğim, bugün nazlısın, ama halledeceğiz.”
Onlar için SAP sadece bir araç değil, ekip içi dengeyi sağlayan görünmez bir bağdır.
Veri hatalarını bir drama değil, “iletişim problemi” olarak görürler.
Ve en önemlisi, hata mesajını gördüklerinde panik yapmazlar.
Sakin bir şekilde “Bir kahve alayım, sonra çözeriz” derler.
Bu yönleriyle sistemin en iyi dengeleyicileridir.
Zira SAP’nin karmaşık modüllerini çözmek değil, onunla barış içinde yaşamak önemlidir.
---
Forumdaşlara Soru: SAP mi Bizi Yönetiyor, Biz mi SAP’yi?
Burada aramızda SAP kullanıcıları varsa, şunu sormak isterim:
Gerçekten sistemi biz mi yönetiyoruz, yoksa o mu bizi?
Her şey kayıt altına alınıyor, raporlanıyor, analiz ediliyor.
Bir bakmışsın, sistem senden daha çok senin kim olduğunu biliyor.
Peki bu noktada NTT Data’nın “dijital dönüşüm” vizyonu nereye gidiyor?
Yarın bir gün SAP, yapay zekâyla birleştiğinde, belki de bize “Bugün biraz moralsizsin, veri girişi yapma” diyecek.
O zaman ne olacak? İnsan mı sistemi kullanacak, sistem mi insanı?
---
Kurumsal Mizah: SAP’nin Ofis Halleri
SAP, ofislerde öyle bir fenomendir ki, aramızda kalsa bile şu sahneler hep yaşanır:
- “Sistem çöktü” deyince herkesin yüzü solar, çay makinesi bile durur.
- “Yeni modül açıldı” dendiğinde, ekipte bir gergin sessizlik olur.
- “Eğitim var” duyurusu geldiğinde, bazıları anında “izin formu” aramaya başlar.
Ama işin güzelliği şurada:
Bir gün herkes SAP’ye söver, ama ertesi gün kimse onsuz rapor çıkaramaz.
Tıpkı kahve gibi: acı ama bağımlılık yapıcı.
---
Sonuç: SAP Bir Sistem Değil, Bir Yaşam Tarzı
SAP, sadece bir yazılım değil, kurumsal medeniyetin ritüeli.
NTT Data ise bu ritüeli yöneten, sistemin Zen ustası.
Bir şirkete girdiklerinde düzen, disiplin, süreç gelir.
Ama beraberinde de şu farkındalık gelir:
“Hiçbir şey kolay değil, ama her şey ölçülebilir.”
Belki de SAP’nin en büyük dersi budur:
Hayatta da işte de, anlamadığın şeye kızma — raporla.
---
Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?
- SAP kullanmış olanlar, ilk günkü şokunuzu hatırlıyor musunuz?
- Kadınların sabrı mı, erkeklerin stratejisi mi sistemi ayakta tutuyor?
- Sizce gelecekte SAP’ye “mizah modülü” eklenmeli mi?
Hadi yorumlarda buluşalım.
Kim bilir, belki de “SAP’den hayatta kalma rehberi”ni birlikte yazarız!
Selam forumdaşlar,
Bugün size ofis kahvelerini soğutan, bilgisayar başında insanı Excel hücresine dönüştüren, ama bir o kadar da gizemli bir konudan bahsedeceğim: SAP.
Evet, o meşhur üç harfli kısaltma. Üç harfli olmasına rağmen, etkisi üç kıtayı aşan, kurumsal dünyanın “Excel 3000 Pro”su.
Ve tabii bu SAP’yi yöneten, büyüten, dijitalleştiren süper kahramanlardan biri: NTT Data.
Ama korkmayın, bu konuyu sıkıcı bir şekilde anlatmayacağım. Çünkü SAP’yi mizahsız anlatmak, printer hatası verip gülmeden “yeniden başlat” demek gibidir. Olmaz.
---
SAP Nedir? – Kurumsal Hayatın Harry Potter’ı
SAP, açılımı “Systems, Applications, and Products in Data Processing” olan, Almanya menşeli bir yazılım devi. Ama ofislerde genelde şu şekilde tanımlanır:
> “SAP mi? O mu? O olmasa işler yürümüyor, ama o varken de kimse anlamıyor!”
SAP, şirketlerin muhasebesinden insan kaynaklarına, lojistiğinden satın almaya kadar her şeyi tek bir sistemde toplar. Yani bir nevi dijital sihirbaz.
Ama bu sihirbaz, “Alohomora” deyince kapı açmaz, “Transaction Code gir” der.
Her büyünün bir kodu vardır, her kodun sonunda bir hata mesajı.
Ve o mesajı çözmek için genelde 3 kişi gerekir: biri IT’den, biri finans’tan, biri de “bu sistemi kuran arkadaş kimdi?” diye hatırlamaya çalışan müdür.
---
NTT Data Kimdir? – SAP’nin Japon Samurayı
Şimdi gelelim bu işin arkasındaki kahramanlara: NTT Data.
Japonya merkezli bir teknoloji devi. Kısaca “dijital dönüşümün Zen ustası” diyebiliriz.
SAP’yi sadece kurmazlar, adeta ruhani bir deneyim haline getirirler.
Müşteriye “Sizi dijitalleştirelim” derken aslında şunu ima ederler:
> “Artık faturaları kağıtla değil, sabırla yöneteceksiniz.”
Onların SAP’yi kurduğu her şirkette, ilk ay şu cümleler duyulur:
- “Abi bu ekranda ‘save’ nerdeydi?”
- “Ben az önce kaydettim, nereye kayboldu bu fiş?”
- “Sistemi kapatmadan rapor alamıyor muyuz?”
Ama birkaç ay geçer, çalışanlar sistemi kavrar, ve o zaman sihir başlar.
SAP birden herkesin “en iyi arkadaşı” olur — tabii cuma akşamına kadar.
---
Erkekler SAP’ye Nasıl Yaklaşıyor? – Kodla, Kaydet, Çöz
Erkek kullanıcılar genelde SAP’ye stratejik yaklaşıyor.
Onlara göre sistem bir “challenge”.
Bir modül açıldığında yüzlerinde gamer ciddiyeti beliriyor:
> “Bu ekranı ben çözerim kardeşim. ABAP koduna bir bak, oradan döndürürüz.”
SAP’de rapor oluşturmak, onlar için Call of Duty’de görev yapmak gibi.
Tuşa bastığında hata verirse, “log’lara bakalım” diyor, adeta yazılım Sherlock’u kesiliyor.
Bir de kahramanlık hikâyeleri olur:
> “Geçen gün sistem çöktü, ben üç parametreyle ayağa kaldırdım.”
Ama herkes bilir, o parametreyi aslında tesadüfen girmiştir.
---
Kadınlar SAP’ye Nasıl Yaklaşıyor? – Empatiyle Entegrasyon
Kadın kullanıcılar ise SAP’yi bir ilişki gibi görüyor.
Sistemi çözmeye çalışırken ona kızmaz, onunla konuşur:
> “Tamam SAP’ciğim, bugün nazlısın, ama halledeceğiz.”
Onlar için SAP sadece bir araç değil, ekip içi dengeyi sağlayan görünmez bir bağdır.
Veri hatalarını bir drama değil, “iletişim problemi” olarak görürler.
Ve en önemlisi, hata mesajını gördüklerinde panik yapmazlar.
Sakin bir şekilde “Bir kahve alayım, sonra çözeriz” derler.
Bu yönleriyle sistemin en iyi dengeleyicileridir.
Zira SAP’nin karmaşık modüllerini çözmek değil, onunla barış içinde yaşamak önemlidir.
---
Forumdaşlara Soru: SAP mi Bizi Yönetiyor, Biz mi SAP’yi?
Burada aramızda SAP kullanıcıları varsa, şunu sormak isterim:
Gerçekten sistemi biz mi yönetiyoruz, yoksa o mu bizi?
Her şey kayıt altına alınıyor, raporlanıyor, analiz ediliyor.
Bir bakmışsın, sistem senden daha çok senin kim olduğunu biliyor.
Peki bu noktada NTT Data’nın “dijital dönüşüm” vizyonu nereye gidiyor?
Yarın bir gün SAP, yapay zekâyla birleştiğinde, belki de bize “Bugün biraz moralsizsin, veri girişi yapma” diyecek.
O zaman ne olacak? İnsan mı sistemi kullanacak, sistem mi insanı?
---
Kurumsal Mizah: SAP’nin Ofis Halleri
SAP, ofislerde öyle bir fenomendir ki, aramızda kalsa bile şu sahneler hep yaşanır:
- “Sistem çöktü” deyince herkesin yüzü solar, çay makinesi bile durur.
- “Yeni modül açıldı” dendiğinde, ekipte bir gergin sessizlik olur.
- “Eğitim var” duyurusu geldiğinde, bazıları anında “izin formu” aramaya başlar.
Ama işin güzelliği şurada:
Bir gün herkes SAP’ye söver, ama ertesi gün kimse onsuz rapor çıkaramaz.
Tıpkı kahve gibi: acı ama bağımlılık yapıcı.
---
Sonuç: SAP Bir Sistem Değil, Bir Yaşam Tarzı
SAP, sadece bir yazılım değil, kurumsal medeniyetin ritüeli.
NTT Data ise bu ritüeli yöneten, sistemin Zen ustası.
Bir şirkete girdiklerinde düzen, disiplin, süreç gelir.
Ama beraberinde de şu farkındalık gelir:
“Hiçbir şey kolay değil, ama her şey ölçülebilir.”
Belki de SAP’nin en büyük dersi budur:
Hayatta da işte de, anlamadığın şeye kızma — raporla.
---
Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?
- SAP kullanmış olanlar, ilk günkü şokunuzu hatırlıyor musunuz?
- Kadınların sabrı mı, erkeklerin stratejisi mi sistemi ayakta tutuyor?
- Sizce gelecekte SAP’ye “mizah modülü” eklenmeli mi?
Hadi yorumlarda buluşalım.
Kim bilir, belki de “SAP’den hayatta kalma rehberi”ni birlikte yazarız!