Şeri Ve Örfi Hukuk Ne Demek ?

Koray

New member
Şeri ve Örfi Hukuk Nedir?

Hukuk, toplum düzenini sağlamak amacıyla ortaya çıkan, bireylerin hak ve yükümlülüklerini belirleyen kurallar bütünüdür. Bu kurallar, devletin egemenliği altında çeşitli normlar aracılığıyla uygulanır. Ancak hukuk, sadece devletin yazılı normları ile sınırlı kalmaz; toplumsal değerler ve dini inançlar da hukuk sistemine etki eder. Bu bağlamda, şeri hukuk ve örfi hukuk kavramları, özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve İslam dünyasında önemli bir yer tutmaktadır. Her iki kavram, toplumun ahlaki ve dini anlayışını yansıtan kurallar bütünü olarak, uygulama alanı bulmuş ve tarihsel süreçte farklı anlamlar kazanmıştır.

Şeri Hukuk Nedir?

Şeri hukuk, İslam dininin temel kaynaklarından olan Kuran ve Hadis'ten türetilen, dini kuralların oluşturduğu hukuk sistemidir. "Şeriat" kelimesi, "su yolu" anlamına gelir ve bu yol, insanların doğru yolda ilerlemeleri için Allah’ın emirlerini takip etmeleri gerektiğini anlatır. Şeri hukuk, hem bireysel hem de toplumsal düzenin sağlanması için dini bir otorite tarafından belirlenen kurallar bütünüdür. İslam dünyasında bu hukuk, başta Kuran olmak üzere, hadisler, icma (dini otoritelerin ortak görüşleri) ve kıyas (benzer durumların karşılaştırılması) gibi kaynaklardan türetilir.

Şeri hukuk, İslam’ın temel inançları doğrultusunda, insanların ahlaki ve dini yükümlülüklerini düzenler. Bu hukukun kapsamına ibadetler, özel hayat, ticaret, ceza ve miras hukuku gibi çeşitli alanlar girer. Örneğin, hırsızlık, zina gibi suçlar, şeriat hukukunda ağır cezalarla karşılık bulur. Aynı zamanda, şeriat, bireylerin ahlaki değerlerini şekillendirir ve toplumsal ilişkilerde doğru olanı belirler.

Ancak, şeri hukuk modern hukuk sistemlerinde genellikle belirli bir coğrafyada tamamen uygulanmaz. Bunun yerine, İslam ülkelerinde şeriat bazı devletlerde aile hukuku ve miras gibi özel alanlarda uygulanabilirken, diğer ülkelerde tamamen laik bir hukuk sistemi benimsenmiştir.

Örfi Hukuk Nedir?

Örfi hukuk, toplumda genel olarak kabul edilen ve toplumsal hayatın akışını düzenleyen geleneksel kurallardan oluşan bir hukuk sistemidir. Bu kurallar, yazılı olmayan, ancak toplum tarafından kabul gören ve uygulanması gereken normlar bütünüdür. Osmanlı İmparatorluğu gibi İslam devletlerinde, şeri hukukla örfi hukuk bir arada bulunurdu ve örfi hukuk, şeriatın yetersiz kaldığı ya da uygulanamadığı durumlarda devreye girerdi.

Örfi hukukun en temel özelliği, dini esaslardan çok, geleneksel toplumsal ve kültürel normlara dayalı olmasıdır. Osmanlı döneminde örfi hukuk, padişahın veya yöneticilerin kararlarıyla şekillenir, devletin çıkarlarını gözeten düzenlemeleri içerirdi. Örfi hukukun kapsamı, vergi düzenlemeleri, ticaret kuralları, kamu güvenliği gibi çeşitli toplumsal meseleleri kapsar.

Osmanlı'da örfi hukuk, padişahın iradesiyle belirlenen, bazen de yerel yönetimler tarafından uygulamaya konan düzenlemelerle şekillenirdi. Bu kurallar, şeriata dayalı olmasa da şeriatla uyumlu olmaya özen gösterilirdi. Örneğin, vergi toplama ve yönetimle ilgili bazı uygulamalar, örfi hukuk kapsamında değerlendirilirdi.

Şeri ve Örfi Hukukun Farkları

Şeri ve örfi hukuk arasındaki temel fark, kaynaklarının farklı olmasıdır. Şeri hukuk tamamen dini bir temele dayanırken, örfi hukuk toplumsal gelenekler ve yöneticilerin kararlarına dayalıdır. Şeri hukuk, Kuran ve Hadis gibi dini metinlerden türetilen kuralları içerirken, örfi hukuk daha çok halkın pratikte kabul ettiği, yazılı olmayan normlardan oluşur.

Bir diğer fark, uygulama alanıdır. Şeri hukuk, genellikle bireysel ve ailevi meselelerle ilgilenirken, örfi hukuk daha çok kamu düzeni, ticaret ve vergi gibi toplumsal hayatın daha geniş alanlarında hüküm sürer. Örfi hukuk, dinle doğrudan ilişkili olmayan, fakat devletin yönetiminde önemli bir yer tutan kurallar oluşturur.

Ayrıca, şeriat belirli dini inançlara sahip bireyler için geçerli iken, örfi hukuk, daha geniş bir toplumsal gruba hitap eder ve genellikle devletin egemenliğini güçlendirmeye yönelik bir fonksiyon üstlenir.

Şeri ve Örfi Hukukun Osmanlı’daki Yeri

Osmanlı İmparatorluğu'nda, şeri ve örfi hukuk bir arada uygulanmıştır. Osmanlı'da şeriat, dinin emirlerine dayalı bir sistem olarak, bireylerin dini yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlar ve özellikle kişisel haklar, aile hukuku ve miras gibi konularda etkili olurdu. Örfi hukuk ise, toplumun sosyal yapısını, kamu düzenini ve ekonomik ilişkileri düzenleyen kurallar olarak önemli bir yer tutar. Örneğin, vergi düzenlemeleri, askerlik yükümlülükleri, idari düzenlemeler gibi konular, örfi hukuk çerçevesinde şekillendirilmiştir.

Bu iki hukuk sistemi, genellikle birbirini tamamlayan bir işleyişe sahipti. Örneğin, bir kişinin mülk edinme hakkı ya da mal paylaşımı gibi meseleler şeriata uygun bir şekilde düzenlenirken, ticaretle ilgili anlaşmazlıklar örfi hukukla çözülürdü. Bununla birlikte, Osmanlı’da şeri ve örfi hukuk arasındaki sınırlar bazen belirsizdi ve her iki hukuk türü de iç içe geçmiş bir şekilde işleyiş gösterirdi.

Modern Hukuk Sistemlerinde Şeri ve Örfi Hukukun Yeri

Günümüzde, modern hukuk sistemlerinde şeriat ve örfi hukuk genellikle bağımsız bir şekilde uygulanmaz. Çoğu İslam ülkesinde, şeriat sadece bazı özel alanlarda, özellikle aile hukuku ve miras gibi konularda geçerli olabilmektedir. Örfi hukuk ise, modern devletlerin hukuk sistemlerinin bir parçası haline gelmiştir ve yazılı hukukla düzenlenir.

Ancak bazı ülkelerde, örfi hukuk hala geleneksel bir norm olarak toplumun belirli kesimlerinde etkili olabilir. Modern hukuk, laik bir temele dayanırken, şeriat ve örfi hukuk, geçmişteki dinamiklerin ve geleneklerin etkisini taşır.

Sonuç

Şeri ve örfi hukuk, İslam dünyası ve özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nda önemli yer tutmuş hukuk sistemleridir. Şeri hukuk, dini esaslara dayalı olarak bireysel ve toplumsal düzeni sağlarken, örfi hukuk toplumun geleneksel normlarına dayalı olarak devletin yönetiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bu iki hukuk türü, tarihsel süreçte birbirini tamamlayıcı bir işlev görmüş ve birçok açıdan toplumsal düzenin sağlanmasında etkili olmuştur. Modern hukuk sistemlerinde bu iki hukuk türü ayrı ayrı uygulanmasa da, geçmişin etkileri hala toplumların hukuk anlayışında yer etmektedir.