Hayata bakış açısı nasıl değiştirilir ?

Sarp

New member
**Hayata Bakış Açısını Değiştirmek: Bir Hikâye Üzerinden Düşünceler**

Hepimizin hayatında, bir noktada bakış açımızın değişmesini gerektiren bir an vardır. O an, insanın dünyayı farklı bir gözle görmeye başladığı, tüm algılarının değiştiği bir zamandır. Bu yazıda, hayata bakış açısının nasıl değişebileceği üzerine düşündüren bir hikâye paylaşacağım. Hikâye, iki karakterin farklı bakış açıları üzerinden şekilleniyor. Birinin çözüm odaklı, stratejik yaklaşımı, diğerinin ise empatik, ilişkisel bakışı sayesinde hayatlarına nasıl dokunduğunu birlikte keşfedeceğiz.

**Hikâyenin Başlangıcı: İki Farklı Dünya**

Bir sabah, Hakan ve Elif, İstanbul’un yoğun trafiğiyle baş başa kalmışlardı. Hakan, başarılı bir işadamıydı. Stratejik düşünme yeteneği güçlü, her şeyin bir çözümü olduğuna inanan bir adamdı. Elif ise bir sosyal hizmet uzmanıydı. İnsanları anlamak, onların hislerini doğru okumak konusunda çok yetenekli, duygusal zekâsı yüksek bir kadındı. İkisi de farklı dünyaların insanlarıydı ama bir şekilde yolları kesişmişti.

Hakan’ın hayatı, hep bir adım önde olma mücadelesiydi. Kendi hayatını ve işini yönetirken, her zaman neyi nasıl yapması gerektiği üzerine düşünür, stratejiler geliştirirdi. Bir gün, şirketindeki önemli bir projede yaşadığı kriz onu sıkıştırmıştı. Elif ile bir arkadaşının tavsiyesi üzerine bir kafede buluştular. Hakan, Elif’i başından beri “görüşmeye değer” bir insan olarak görmüş olsa da, onun fazla duygusal yaklaşımından hoşlanmazdı. "Bu kriz geçer," demeyi ve pratik çözümler aramayı tercih ediyordu.

**Hakan’ın Stratejik Bakış Açısı: Kriz Çözme Sanatı**

Buluşmalarının başında, Hakan derin bir nefes alarak söze girdi:

"Elif, bir haftadır bu proje için çalışıyorum. Her şey ters gidiyor. Satışlar düşüyor, ekip moral kaybı yaşıyor. Ne yapmalıyım?"

Elif, sakin bir şekilde gülümsedi, ama Hakan’ın gözlerinden onun içinde bulunduğu sıkıntıyı görüyordu.

"Öncelikle, sakinleş. Bir çözüm bulacağız," dedi Elif, tonu rahat ama güven vericiydi.

Hakan, hemen çözüm önerileriyle girmeyi tercih etti:

"Bu işi yapacak insanları değiştirmek mi gerekir, yoksa fiyatları mı artırmalıyız? Müşteri kitlesini yeniden hedeflemeli miyiz? Düşün, elimizde büyük bir veri var, bunu doğru kullanarak krizden çıkabiliriz!"

Elif, Hakan’ın çözüm odaklı yaklaşımına saygı gösterdi, ama bu kez farklı bir yaklaşım önerdi:

"Hakan, belki de öncelikle takımındaki insanları dinlemen gerekiyor. Onların morale ihtiyacı olabilir. Bazen insanlar sadece ‘değerli’ olduklarını hissetmek isterler. Bir çözüm stratejisi geliştirmek elbette önemli, ama takıma nasıl hissettirdiğin de önemli."

**Elif’in Empatik Yaklaşımı: Duyguları Anlamak ve Bağ Kurmak**

Elif, Hakan’ın yoğun stratejik bakış açısından sonra şunları söyledi:

"İnsanlar sadece işleri yapmak için değil, aynı zamanda duygusal bağ kurdukları için çalışırlar. Takımındaki herkesin kendini güvende hissetmesi ve fikirlerinin önemli olduğunu düşünmesi gerek."

Hakan, başını sallayarak, biraz sinirli bir şekilde yanıtladı:

"Elif, duygusal bağlar ne kadar önemli olabilir ki? Sonuçta iş yapmalıyız ve krizden çıkmamız gerek."

Elif, Hakan’a sabırla baktı:

"Tabii ki iş önemli, ama insanlar duygusal olarak güvenli hissetmediklerinde verimli olamazlar. Takımındaki herkesin duygusal ihtiyacını göz ardı ediyorsun. Bunu anlamadan, sadece strateji ile değil, insanlarla bağlantı kurarak bu krizi aşabilirsin."

Bir an duraksadı. Hakan’ın yaklaşımını anlayabilmesine rağmen, asıl çözümün bazen işin insan yönünde olduğunu vurgulamak istedi. "Bir lider olarak, takımınla duygusal bağ kurmak, onların motivasyonunu artırabilir. Bu da, çözümün bir parçasıdır."

**Hakan’ın Değişen Perspektifi: Strateji ve Empatiyi Birleştirmek**

Elif’in söylediklerinden bir şeyler sızmaya başlamıştı. Hakan, ilk başta sadece mantık ve stratejiyle çözüme odaklanırken, Elif’in empatik yaklaşımı bir ışık yakmıştı. Ertesi gün, Hakan ekibini toplayarak toplantı düzenledi. Herkesin fikrini almayı, onları dinlemeyi ve duygusal olarak nasıl hissettiklerini anlamayı tercih etti. Bu süreç, takımıyla daha yakın bir bağ kurmasına ve daha güçlü bir takım ruhu oluşturmasına olanak tanıdı.

"Bugün, sadece iş konuşmayacağız," dedi Hakan, "Hepimizin duygusal ihtiyaçlarını, ne hissettiğimizi de konuşacağız. Çünkü iyi bir çözüm bulmanın, sadece mantıkla değil, birlikte hissetmekle de ilgisi var."

Sonraki hafta, projenin durumu gözle görülür şekilde iyileşti. Takımın enerjisi yükseldi, satışlar arttı ve moral düzeyi yükseldi. Hakan, Elif’in söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu o an fark etti. Sadece strateji değil, empati ve insanlar arasındaki bağ da çözümün anahtarıydı.

Bu değişim, Hakan’ın hayatındaki bakış açısını kalıcı olarak değiştirmişti. Stratejik düşünme biçimi artık empatiyle harmanlanmıştı.

**Sonuç: Farklı Bakış Açıları, Ortak Çözümler**

Hayata bakış açısını değiştirmek, bazen bir karşılaşmada, bazen de bir kişinin farklı bir bakış açısını paylaşmasında gizlidir. Hakan ve Elif’in hikâyesinde olduğu gibi, erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımına, kadınların empatik ve ilişkisel bakış açısı eşlik ettiğinde, gerçek çözüm bulunabilir. Her iki bakış açısı da kendi içinde değerli, ancak birleştiğinde daha güçlü bir etki yaratabilir.

Sizce hayata bakış açısını değiştirebilmek için hangi yönlere odaklanılmalı? Sadece mantıklı düşünmek mi yoksa empatik bir yaklaşım mı daha etkili? Fikirlerinizi paylaşın, bakalım farklı bakış açıları nasıl şekillenir!